Çin Hükümetinin Bitcoin’e (BTC) karşı tutumu artık tüm kesimlerce bilinmekte. Çin kendi rejiminde özgürlükleri kısıtlayıcı bir yapıya sahip. Bu düşmanlık “Bitcoin’in ise özgürlükçü ve bağımsız bir yapı oluşturmasından kaynaklanıyor olabilir mi?” sorusunu akıllara getiriyor.
Çin yıllardır Bitcoin’ni yasaklamaya çalışıyor bu haberler yeni bir şey değil. Zira Bitcoin piyasaya çıktıktan birkaç yıl sonra (2013) Çin, aynı tutumu sergilemişti. Fakat bu durum akabinde BTC/USD paritesinde Bitcoin’nin yeni rekora doğru fırlamasının önünü alamamıştı.
Bugün Çin, Bitcoin ve bağlı tüm altcoinlere kesin olarak yasak getirdiklerini duyurdu. Bu haberler arka arkaya gelmeye devam ettiğinde sadece tecrübesiz yeni yatırımcıların panik satışlar yaptığı, uzmanlar tarafından vurgulanmakta.
Çin Komünist Partisi (ÇKP) Bitcoin’in yasaklanamaz bir varlık olduğunu henüz anlamamış görünmemekte. Bu sadece Bitcoin’in, merkezi kolay kontrol edilebilir bir ağ yerine, eşler arası dağılmış bir ağ olmasından kaynaklanmıyor ve dahi benimsenmenin teorik yönü de bu olasılığı minimize etmekte.
Bir ülke Bitcoin’i yasaklarsa diğerleri memnuniyetle karşılar çünkü küresel sistem rekabet üzerine kurulu. Bu durum sermayenin ve insanların memnun olacağı yere doğru akın etmesine olanak tanımakta. Çünkü ekonomik teşvikler, Bitcoin’i yasaklamak yerine kabul etme ile uyumluluk sağlamakta.
Peki Çin Neden BTC’yi Yasaklama Yolunu Seçti?
Cevabın özünde belki de Bitcoin’in ana değer önerisi yatıyor; özgürlük ve egemenlik biçiminde bireysel yetkilendirme. Doğal olarak Çin Devleti’nin politikaları, komünist rejimin iktidarda kalmak adına, halk üzerindeki denetimi kontrol edebilme uğraşı gibi bir çok kısıtlayıcı uygulamalar bu duruma ayna tutmakta. Rejimin yönetimine risk oluşturan her şey yasaklanmakta.
Ülkenin “Güvenlik Duvarı“ olarak uygulanan bir spesifik yöntem ile halkın yönetilmesi yıllardır sağlanmakta. Çin hükümeti, Google ve Facebook gibi bir çok batılı sosyal medya kuruluşlarını ve web siteleri gibi uygulamaları kullanmaları sansürlenmekte. Komünist rejim bu yöntem ile halkı itaat altında tutmaya zorlamakta. Bitcoin ise insanları güçlendiren bir araç olmaya devam etmekte.
Bu sistem, para, güç ,din, dil, ırk, statü ve kültürlerden bağımsız olarak herkese eşit bir seviyede davranır. Bitcoin insanların herhangi bir zamanda her hangi bir yerde her hangi biriyle ticaret yapmasına veya saklanmasına izin vermekte. Sonuç olarak BTC bireysel özgürlüğe olanak tanıyor, bu komünizmin tüm sistemini alt üst eden bir şey ve Çin bu durumdan hoşnut görünmemekte.
Çin’in Google veya Facebook uygulamalarını yasaklaması bu kurumları daha da güçlendirdiği görülmekte. Bir şeyin yasaklanması onu daha da özel olmasını sağlamakta bu nedenle kripto yasaklamaları, BTC lehine görülmekte. Bitcoin bir değer saklama aracı, para birimi veya değişim aracı olarak görülmeseydi hiç bir ülke onu yasaklama yolunu gitmeyecekti. Çin’in Bitcoin ve madenciliğini yasaklama girişimleri, BTC’nin ne kadar güçlü bir teknoloji olduğunu ve Çin Komünist Rejimin bu potansiyelden ne kadar “korktuğunu“ göstermekte.
Bitcoin baskıyla mücadele için önemli bir araç konumunda. Bundan dolayıdır ki halkı üzerinde büyük kontrol sağlayan hükümetler için bu büyük bir tehdit oluşturmakta. Açık kaynak teknolojisini, finansal sömürgeciliği ve haksız politikaları ortadan kaldıran bir sistem kurmayı sağlamakta.
Tüm bu gelişmeler doğrultusunda Bitcoin varlığını güçlenerek sürdürmeye devam edeceği düşünülmekte.
